İngilizce’de “raise” kelimesi, farklı bağlamlarda kullanılan çok yönlü bir kelimedir. Genellikle “yükseltmek”, “artırmak” veya “kaldırmak” anlamında kullanılsa da, fiil ve isim olarak farklı anlamlar taşıyabilir. Bu makalede, “raise” kelimesinin anlamlarını, kullanım örneklerini ve sıkça karşılaşılan bağlamlarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Raise Kelimesinin Anlamları ve Kullanım Alanları
“Raise” kelimesi, İngilizce’de genellikle bir eylemi tanımlamak için kullanılır ve birçok farklı bağlamda karşımıza çıkar. İşte en yaygın kullanımları:
Yükseltmek veya Kaldırmak
Bir nesneyi veya seviyeyi yukarı taşımak anlamında kullanılan “raise” kelimesi, fiziksel veya soyut kavramlar için geçerli olabilir.
Örnek Cümleler:
- She raised her hand to ask a question. (Soru sormak için elini kaldırdı.)
- The government raised the tax rate last year. (Hükümet geçen yıl vergi oranını artırdı.)
Maaş veya Fiyat Artışı
“Raise” kelimesi, iş dünyasında maaş artışı anlamında da sıkça kullanılır. Bir çalışanın maaşının artırılması veya bir ürünün fiyatının yükseltilmesi gibi durumlarda bu kelime tercih edilir.
Örnek Cümleler:
- I got a raise last month. (Geçen ay maaşım zam aldı.)
- The company decided to raise the prices due to inflation. (Şirket, enflasyon nedeniyle fiyatları artırmaya karar verdi.)
Çocuk veya Hayvan Büyütmek
“Raise” kelimesi, bir çocuk veya hayvanın büyütülmesi anlamında da kullanılır. Bu bağlamda, ebeveynlerin veya bakıcıların çocuk yetiştirme süreci anlatılır.
Örnek Cümleler:
- They raised three children together. (Birlikte üç çocuk büyüttüler.)
- She raises chickens on her farm. (Çiftliğinde tavuk yetiştiriyor.)
Para Toplamak (Fundraising)
Bağış, yatırım veya iş için fon toplama anlamında da “raise” kelimesi yaygın olarak kullanılır.
Örnek Cümleler:
- The charity event raised a lot of money for the homeless. (Hayır etkinliği evsizler için çok para topladı.)
- We need to raise funds for our new project. (Yeni projemiz için fon toplamamız gerekiyor.)
Bir Konuyu Gündeme Getirmek
Bir sorunu veya konuyu gündeme getirmek anlamında da “raise” kelimesi kullanılır.
Örnek Cümleler:
- He raised an important issue during the meeting. (Toplantı sırasında önemli bir konuyu gündeme getirdi.)
- The professor raised a question about climate change. (Profesör, iklim değişikliği hakkında bir soru yöneltti.)
Sıkça Sorulan Sorular
“Raise” kelimesinin İngilizcedeki kullanımı hakkında en yaygın sorular ve cevaplarını aşağıda bulabilirsiniz.
“Raise” ve “Rise” Arasındaki Fark Nedir?
“Raise” genellikle bir nesneyi veya seviyeyi yukarı taşımak için kullanılan geçişli bir fiildir ve bir nesne alır. Örneğin, “She raised her hand.” (Elini kaldırdı.)
“Rise” ise nesne almayan ve kendi kendine yükselen bir şeyi ifade eden geçişsiz bir fiildir. Örneğin, “The sun rises in the east.” (Güneş doğudan doğar.)
“Give a raise” Ne Anlama Gelir?
“Give a raise” ifadesi, birine maaş artışı sağlamak anlamına gelir. Örneğin, “My boss gave me a raise last month.” (Patronum geçen ay bana maaş zammı yaptı.)
“Raise Awareness” Ne Demek?
“Raise awareness” ifadesi, bir konuda farkındalık oluşturmak veya bilinçlendirmek anlamına gelir. Örneğin, “We need to raise awareness about climate change.” (İklim değişikliği konusunda farkındalık yaratmamız gerekiyor.)
“Raise a Question” Ne Demektir?
“Raise a question” ifadesi, bir konuyu gündeme getirmek veya bir soru sormak anlamına gelir. Örneğin, “He raised a question about the budget.” (Bütçeyle ilgili bir soru yöneltti.)
“Raise Your Voice” Ne Anlama Gelir?
“Raise your voice” ifadesi, bir konuda sesini yükseltmek veya güçlü bir şekilde konuşmak anlamına gelir. Örneğin, “She raised her voice against injustice.” (Adaletsizliğe karşı sesini yükseltti.)
“Raise Funds” İfadesi Nasıl Kullanılır?
“Raise funds”, bir proje veya hayır işi için para toplamak anlamına gelir. Örneğin, “The company is trying to raise funds for a new startup.” (Şirket, yeni bir girişim için fon toplamaya çalışıyor.)
“Raise Hell” Ne Demektir?
“Raise hell” ifadesi, bir konuda büyük bir tepki göstermek veya ortalığı karıştırmak anlamında kullanılan argo bir ifadedir. Örneğin, “He raised hell when he found out he was overcharged.” (Fazla ücret ödediğini öğrenince ortalığı birbirine kattı.)
